İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yazıların kategorisi: “Haberler”

Macar Politikacı Ceyhan’da

Macaristan’ın Jobbik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tomas Hegedüs, “Türkiye”nin en büyük şansı Atatürk gibi bir liderin gelmiş olmasıdır” dedi.


Osmaniye Belediyesi ile Macaristan’ın Tisavasvari Belediyesi’nin kardeş şehir protokolü imza töreni için Türkiye’de bulunan Türk Macar Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve Jobbik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tomas Hegedüs, beraberindeki Tisavasvari Belediye Başkanı Erik Flöp, Belediye Başkan Yardımcısı Andras Szentmihalyi ve Türk iş adamı ve çevirmen Mehmet İnceoğlu’ndan oluşan bir heyetle, Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’yü ziyaret etti.

Konuk heyet Başkan Sözlü’yü iki yılda bir Macaristan’ın güneyindeki Bugac kasabasında Ağustos ayında yapılan ve çeşitli coğrafyalarda yaşayan binlerce Türk’ün katıldığı “Dünya Macar-Türk-Turan Kurultayı”na davet etti.

Macaristan’da son seçimlerde yüzde 17 oy alarak ülkenin 3’üncü büyük partisi olan Jobbik (Daha iyiye) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hegedüs, “Türkiye ile yakınlaşmalıyız. Macaristan meclisinde şu anda 47 vekil ile Macaristan’ın vatanseverlerini temsil ediyoruz. AB ile birlikte ülkemiz her geçen gün geriye doğru gidiyor. Biz ise parti olarak yönümüzü doğuya çevirdik. Parti politikamız da bu şekilde. Türklerle Macarların kökeni birdir, Hunlar’dır. Türk-Macar kardeştir. Hedefimiz Türk Birliği yani Turan’dır. Bu birliktelik bizleri mutlu sona ulaştıracaktır” dedi.

Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, iki ülkenin arasındaki bağın Atilla’nın kurmuş olduğu Büyük Hun İmparatorluğu’na kadar dayandığını belirterek, “Ceyhan Belediyesi olarak, Osmaniye Belediyesi ile işbirliği içinde bir döneme imza atan Tarkan Çizgi Romanı’nı, Macar dilene çevirip Macaristan’da yayınlanması için bir proje hazırlamak istiyoruz ” dedi.

Başkan Sözlü, Jobbik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tomas Hegedüs’ün Macaristan’daki Turan Kurultayı davetine gitmeyi çok arzuladıklarını dile getirerek, “Çünkü bu kurultay Macaristan- Türkiye ve Macaristan- Türk dünyası arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi acısından son derece önemlidir” şeklinde konuştu.

Daha sonra Başkan Sözlü tarafından Macar heyetine Bozkurt hediye edildi.

Kaynak: 8 Haziran 2012 – Haberfx Sitesi 

Türkiye’yi kıskanarak izliyoruz

Macaristan’ın Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşmadan sorumlu Devlet Bakanı Mihaly Varga, ”Avrupa’daki krize rağmen, Türk ekonomisinin başarıyla ilerlemesini kıskanarak izliyoruz” dedi.


Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nden (MÜSİAD) yapılan açıklamaya göre, Türkiye ve Macaristan arasındaki ticari ilişkilerin arttırılmasına yönelik olarak, Macaristan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda gerçekleştirilen toplantıya Varga, Macaristan İstanbul Başkonsolosu Gabor Kiss, Macaristan Ticari Konsolosu Mihaly Galosfai, IKARUS BUS Genel Müdürü Frenc Princz, MÜSİAD Yurtdışı Teşkilatlanma Komisyonu Başkanı Eyüp Akbal, MÜSİAD Yurtdışı Teşkilatlanma Komisyonu Başlan Yardımcısı ve Macaristan Ülke Sorumlusu Mahmut Yüksel Süne katıldı.

Varga, Türk ekonomisinin geldiği noktaya değinerek, ”Türkiye ve Macaristan arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine önem veriyoruz. Avrupa’daki krize rağmen, Türk ekonomisinin başarıyla ilerlemesini kıskanarak izliyoruz” dedi.

Bakan Varga, Türkiye’ye gelmeden önce Budapeşte’de havaalanında bir Türk firmasının hizmet verdiğini ve aynı firmayı Türkiye’ye indiğinde de gördüğünü belirterek, Türk ekonomisinin geldiğini noktaya vurguladı.

Macar hükümeti olarak iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesine çalıştıklarını ifade eden Varga, özellikle Orta Asya Cumhuriyetleri üzerinde Macar ve Türk firmalarının ortak projeler ile konsorsiyum oluşturarak çalışmalar yapabileceğini aktardı.

”MÜSİAD büyürse Türkiye Büyür”

MÜSİAD Yurtdışı Teşkilatlanma Komisyonu Başkanı Eyüp Akbal da ”Türkiye büyürse, MÜSİAD büyür, MÜSİAD büyürse Türkiye büyür, beraberinde ortaklarımız da büyür. Bu toplantı ile geçen dönemde MÜSİAD’ın Macaristan ziyareti ile başlayan ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Akbal, 11-14 Ekim tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek ve 5 bin iş adamının katılımının beklendiği MÜSİAD Uluslararası fuarı hakkında bilgilendirmelerde bulundu ve fuarın Macar iş adamlarının Ortadoğu’ya açılabileceği bir kapı olabileceğini kaydetti.

Türkiye ve Macaristan arasındaki ticari ilişkilerin artırılmasına yönelik olarak gerçekleştirilen toplantı somut projelerin hayata geçirilmesi için alınan prensip kararı ile son buldu.

Kaynak: 6 Haziran 2012 – Milliyet


Türkiye her zaman dikkatle takip edilmesi gereken bir ülke

Macaristan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Hóvári János’un Türkiye’nin her zaman dikkatle takip edilmesi gereken bir ülke olduğunu söyledi. Jonos, Türkiye ile Macaristan arasında karşılıklı ticari potansiyelin harekete geçirilmesi gerektiğini de vurguladı.


Türk Macar İşadamları Derneği (TÜMİŞAD)’ın Ramada Plaza Budapest Hotel’de düzenlediği toplantıda Macaristan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Dr. János Hóvári, Türk Macar ilişkilerinde geleceğe dönük planlarını ve yapacaklarını anlattı. János konuşmasında 1 Ağustos 2012 tarihinden itibaren Ankara’ya Macaristan Büyükelçisi olarak atandığını da ifade etti. Masa etrafında oturanları 15 yıldır tanıdığını, Türkler hakkında birçok bilgiye sahip şahsiyet ile bir arada olmanın kendisi için büyük bir mutluluk olduğunu aktaran János Hóvári şöyle konuştu: “Macarlar ile Türklerin menşei aslında aynı, kafa yapımız aynı; bu sebepledir ki, biz Macarlar Türkçeyi çok kolay öğreniyoruz; bakıyorum da buradaki Türkler de harika Macarca konuşuyorlar. Hâriciyedeki diplomatlar arasında müthiş bir bağ var, çalışma ilişkileri çok güzel ve işadamları da aynı. Yeni nesillere her alanda ticaret, eğitim, ekonomi, kültür vb. Macaristan ve Türkiye hakkında daha fazla bilgi aktarılması gerek. Türklerin Macaristan’daki yatırımını çok daha fazla olduğunu tahmin ediyordum; ancak istatistiki bilgiler beni yanılttı ve hayrete düşürdü. 40 tane Macar firmasının Türkiye’deki yatırımı 150 milyon Avro iken Macaristan’daki Türklerin yatırımı ise 70 milyon dolar. Aramızdaki ithalat ve ihracatın daha fazla olması temennimizdir; zira bizim cumhurbaşkanımızın Türkiye ziyareti esnasında bu konular ayrıntılı olarak konuşulduğunda T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan gelecek 5 yıl içinde var olan ticaretimizin iki katına çıkması gerektiğini vurguladı. Sayın Başbakan, doğru söyledi; çünkü bunu yapmak için olanaklar fazlasıyla var. 2008 yılındaki küresel krizden Türkiye çok çabuk çıktı. Güçlü ülkelerden dahi hızlı ve büyüyerek yoluna devam ediyor. Bugün, Türkiye 30- 40 yıl önceki Türkiye değil. Türkiye her zaman dikkatle takip edilmesi gereken bir ülke… Şimdi Türkiye’de büyük gelişmelerin varlığını duyuyoruz, görüyoruz. Çin’den sonra en çok büyüyen ekonominin Türkiye olması, bizim için iyi bir potansiyel, önemli bir ülke olduğunu yine göstermiştir. Biz Macaristan olarak Türkiye’yi stratejik partner olarak kabul ettik. Cumhurbaşkanımızın Türkiye’yi ziyareti sırasında her şey açık açık konuşuldu ve bazı kararlara imzalar atıldı. Bizler gelecek senelerde de bu yolu takip edeceğiz. Macaristan ile Türkiye NATO’da müttefik iki ortak. Aynı zamanda Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğini şiddetle destekliyoruz. Liderlerimiz arasındaki bu güzel münasebetler önemli; zira halka ve bürokratlara iyi tesiri olmakta. Macaristan’da ihracat çok önemli, güzel topraklarımız da var; ama bütün dünyada sanayi var. Bizde de otomobil sanayi ön planda. Geçmiş 20 seneye bakıldığında Macaristan’ın ne yaptığı görülebilir. İhracatımız ithalatımızdan daha fazla, bu durum Türkiye’de ise tam tersi. Türkiye yeni ve güzel bir piyasa, nüfusu çok iyi; bu yüzden Türkiye’ye daha çok ihracat yapmak istiyoruz. Türkiye güzel şeyler üretiyor; siz büyüksünüz, bizler küçüğüz. Türkiye Başbakanının ülkemizi yeniden ziyaretini dört gözle bekliyoruz. Yeni alanlar bulmak ve ortak paydaları geliştirmek için.”
Panelin açılış konuşmasını yapan Türk Macar İşadamları Derneği Başkanı ve DEİK-DTİK Avrupa Bölge Başkan Yardımcısı Osman Şahbaz da günümüzde gelişen ülkelere bakıldığında, girişimcileri yatırımcıları gözbebeği gibi değerlendirdiğini, Macaristan ve Türkiye’nin büyük hedeflerine girişimcileriyle yürüyerek ulaşacağını söyledi. Türkler ve Macarlarların birbirini derinden etkileyen iki millet olduğunu aktaran Şahbaz; tarihteki ilişkilerin çok yönlü ve heyecan verici bir şekilde geliştiğini ve bugün de gelişmeye devam ettiğini, bunun en büyük tezâhürünün de burada yapmakta olunan programlar olduğunu vurguladı. Şahbaz sözlerini şöyle sürdürdü: “Macaristan’ın dış ticaretinin yapısı incelendiğinde, genelde ‘dengeli’ bir görünüm sergilediğini, 2009 yılından bu yana ise fazla vermeye başladığı görülmektedir. Temel ürün gruplarına göre dış ticaretinin dağılımında, makineler, elektronik eşyalar ve nakliye araçları Macaristan’ın ithalat ve ihracatında ana sektörler olarak öne çıkmaktadır. İthalatın yaklaşık yüzde 50’sini, ihracatın ise yüzde 60’ını bu üç sektör gerçekleştirmektedir. Geleneksel olarak Macaristan’ın ihracatında AB ülkeleri ortalama yüzde 80’lik, ithalatında da yüzde 65’lik yer tutmaktadır. Ülkeler bazında bakıldığında ise yaklaşık yüzde 77’lik pay ile Almanya en büyük ticaret ortağı durumundadır. Macaristan’ın ihracatından farklı olarak ithalatında Rusya Federasyonu ve başta Çin olmak üzere bazı Uzak Doğu Ülkeleri de önemli pay sahibidir. Macaristan Merkezi İstatistik Ofisi tarafından 8 Şubat 2012 açıklanan ilk verilere göre, 2011 yılında toplam ihracat 79,795 milyon avroya, ithalat ise 72,839 milyon avroya ulaşmıştır. Geçen sene sonunda benim de katıldığım Macaristan Cumhurbaşkanı Dr. Schmitt Pál’in Türkiye ziyareti önemlidir. Bu yıl içerisinde de bu yüksek makamlardaki ziyaret ilişkilerimizin süreceğini ümit ediyoruz. 2013 Nisan ayında Dünya Buz Hokey Şampiyonasına Macaristan ev sahipliği yapacaktır, ihtiyaç duyulan altyapı projelerini, dünyanın ikinci büyük müteahhitlik gücü olan Türk şirketleri üstlenmek isteyeceklerdir.”

Programa T.C. Budapeşte Büyükelçiliği İkinci kâtibi Yaşar Ergün, T.C. Budapeşte Büyükelçiliğ Ticaret Müşaviri Fatma Seda Sevgi, FİDESZ eski milletvekili Dr. András Kelemen, Macaristan İstanbul eski Ticaret Ataşesi Kovacs Jozséf, ELTE (Eötvös Loránd Tudományegyetem) Üniverisitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Horváth Zoltán , Türkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ramadan Doğan, TÜMİŞAD Başkan Yardımcısı Emin Altaç, Şeref Çilingir, Dr. Selçuk Dağdelen, Hódi Ágota, Molnár İmre, Varga Zoltan, Dr. Atilla Güralp, Alp Pekin, Mahmut Günel, Efkan Ünlü, Ergün Arabacıklı, Végh Roland, Bettina Hajnal, Salih Çardak, Szenttmási Nóra, Szász Andrea, Tarık Tekeş, Ali Mercan ve öğrenciler katıldı.

Kaynak: 06.06.2012 – CİHAN

Macarlar Yunus Emre ve Kopuzu Dinledi

BUDAPEŞTE – Türk Macar İşadamları Derneği’nin (TÜMİŞAD) organize ettiği bir toplantıda Macarlar, Yunus Emre’nin felsefesini şiirleriyle anlatıp, ilahilerini okudu. Kopuz sanatçısı ise Türk Halk Müziği eserlerini hem çaldı hem seslendirdi.


Budapest Ramada Plaza Hotel’de gerçekleştirilen etkinlikte ELTE (Eötvös Loránd Tudományegyetem) Üniversitesi Türkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ramadan Doğan bir tasavvuf şairi olarak Yunus Emre’yi anlattı. Macaristan’ın komünist rejimle idare edildiği dönemden beri Türk Halk Müziğine gönül veren eğitimci ve kopuz sanatçısı Kobzos Kiss Tamás ise Türk-Macar müziği, besteleri hakkında bilgi verdikten sonra Kopuz eşliğinde Aşık Veysel ve Pir Sultan Abdal’dan türküler söyleyip Yunus Emre’den ilahiler okudu. TÜMİŞAD Başkanı Osman Şahbaz ise İngiltere, Japonya, Romanya gibi yurtdışında 26 ülkede faaliyet gösteren ‘Yunus Emre Kültür Merkezi’ne Macaristan’da acil ihtiyaç olduğunu söyledi.

TÜMİŞAD Başkanı Osman Şahbaz, dernek olarak bu zamana kadar genellikle ticari ve ekonomik toplantılar düzenlediklerini bu sefer, kültür ve sanat ile edebi eserler üzerine konuşacaklarını söyledi. Ortak Macar ve Türk Kültürel hayatın zenginliklerini bugün hep birlikte bir kısmını paylaşacaklarını aktaran Şahbaz, “Yunus Emre ‘Ben gelmedim dava içün benim işim sevgi içün, Dostun evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldim.’ Kavga için değil, sevgi için geldiğini; dostun evi gönüller olduğu için yalnız ve yalnız gönüller yapmaya geldiğini ne güzel dile getirir… Dünyanın 26 ülkesinde Türkiye’ye ait Yunus Emre Vakfı, kaliteli kadrosuyla faaliyetler göstermekte. İspanyol Servantes Entitüsü, Alman Goethe Enstitüsü, Amerikan Kültür Merkezi, İngiliz Kültür Merkezi, Fransız Kültür Merkezi, Polonya Kültür Merkezi var. Olmalı da! Bunların yanında büyük Türkiye’nin kültür merkezi de oluyor artık. Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ’ın bu yıl içerisinde Yunus Emre Kültür Merkezleri’nin sayısının artacağını söylemesi bizleri mutlu ve bahtiyar etti. İnşallah, bu yıl içerisinde Budapeşte’ye de Yunus Emre Kültür Merkezi açılır. Macar ve Türk halkının böyle bir kültür merkezine ziyadesiyle ihtiyacı var. Budapeşte’ye de böyle bir kültür merkezi yakışacaktır.” dedi.

Dr. Ramadan Doğan da konuşmasında Yunus Emre’yi şiirlerinden yola çıkarak anlatmaya çalıştı. Öğrencisi David Görfy de konuşmayı Macarcaya çevirdi. Şeyhine kırk yıl boyunca, odunun bile eğrisini getirmeyen Yunus’da ‘doğruluğun’ âdeta bir sembol hâline geldiğini; ‘Eğriliği koyasın doğru yola gelesin/Kibr ü kini çıkargil erden nasib alasın.’ mısraları ile dile getiren Doğan şöyle konuştu: “Denilebilir ki, bütün ahlâkî değerler Yunus için insanı gerçeğe ulaştıran, ahiret yolunda birer vasıtadır. Yunus’a göre Allah sevgisi, ancak ve ancak doğrulukla kazanılacağını ise ‘Kimde kim doğruluk var Hak Çalap anı sever/ İki cihâna yarar ol erin sermâyesi.‘ dizeleriyle dile getirir. Bu durumda insanların tutacağı yol doğruluk yolu olmalıdır. Bu yola girebilmek için ise Yunus’a göre kibir, gurur ve kinin gönülden çıkarılması gerekmektedir. ‘Risâletü’n-nushiyye’ isimli öğütler kitabının temelini âdeta doğruluk üzerine bina eden Yunus Emre, son sözünü yine doğruluk üstüne söyler; ‘Âşıktır doğruluğa doğru canlar/Doğruluğu bulur dostu sevenler.’ Gıybetin kötülüğüne karşı yine doğruluğu tavsiye eden Yunus, zamanın vefasızlığı karşısında acı duyar ve doğru bir dost için canını bile feda etmekten çekinmediğini; ‘Zamâne vefâları cefâ gelir Yunus’a/Bir doğru yâr bulıcak fidâ kılur cânını.’ şeklinde dile getirir.

İslâm’ın ilk emri ‘oku’ kelimesi Yunus Emre’de gerçek anlamına kavuşur. Ona göre okumak, ilim tahsil etmek, cahilliği yok etmek; insanın kendini bilmesi ve tanıması demektir; zira insanoğlu kendini tanıdığı andan itibaren cehaletten kurtulmuş, gerçek sırra ermiş olur: ‘İlim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir/Sen kendini bilmezsin bu nice okumaktır.’ bunu en güzel şekilde ifade eder.

Birlik ve beraberlik ilkesi Yunus’un şiirlerinde sıkça işlenen konular arasındadır. Bu ilke, huzur içinde yaşamak isteyenlerin dayanak noktası, hattâ devletlerin hayatını sürdürmesi için en önde gelen şartlardandır: ‘Birisen birliğe gel ikiyi bırak elden/Bütün mana bulasın sıdk u iman içinde.’

İlahileri yüzyıllardır Türk insanının ağzından düşmeyen Yunus Emre, birçok şairimize de ilham kaynağı olmuş, yolundan gidilmiş, taklit edilmiş ve şiirimizde bir ekol olmuştur.

‘Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan/Halka müderris olsa hakikate âsîdir.’ diyerek, milletlerin; mezhep, din, ırk ayrılığı yüzünden birbirini yediği bir devirde, 72 millete aynı gözle bakmayı dile getirir.

Yunus’un kullandığı dil, 13. ve 14.yüzyıl Türk halk dilinde yaşayan Türkçedir. Bu dil o kadar sade ve güzeldir ki, aradan 700 küsur yıl geçmesine rağmen, Türk milleti sürekli artan bir sevgi ile onu okumaktadır. Onun unutulmaz güzellikteki şiirleri her Türk evlâdının dudaklarında ve hafızasındadır. Onun şiirleri âhenk, anlam, mecaz, duygu ve düşünce zenginliği yüklüdür. Âhenk bakımından hiçbir özentisi olmadığı hâlde düşünce ve duyuşlarını olabilecek en güzel, en kısa deyişlerle söylemek sırrını bulmuştur. ‘Döğene elsiz gerek/Söğene dilsiz gerek/Derviş, gönülsüz gerek/Sen derviş olamazsın.’ dörtlüğü bunu en güzel şekilde ifade eder.

Yunus Emre’nin şiirlerini incelediğimizde onun hayat görüşünün ana çizgilerini şöyle buluruz; Yunus, yoksulu zenginden, Müslüman’ı kâfirden ayırmaz. ‘Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil/Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.”

O, Allah diyârına sıla özlemi duyan, Allah’ı katıksız, samimi bir gönülle seven bir Hak âşığıdır diyen Doğan; “Yunus, tasavvuf ruhunu kalıplardan çıkarıp hareket hâline getiren ve hayatın içine karıştıran bir şâir olduğu gibi, kelimelerden Süleymaniye kurmuş bir dil mimarıdır.’’ Ramadan Doğan konuşmasının sonunda ud ile ‘Şol Cennetin Irmaklarını’ çalmaya çalıştı.

Kobzos Kiss Tamás ise konuşmasında Türk halk müziğinin iki yüzyıl önce Macaristan’da hatta tüm Avrupa’da çok popüler olduğunu söyledi. ‘Odam Kireç Tutmuyor’ türküsünü seslendiren Tamás, Béla Bartók’un 55 yaşında Anadolu’yu karış karış dolaşarak ortak kültürümüzün parçaları olan halk türkülerini derleyip toparladığını ve bugün bizlere kazandırdığını aktarıp adından, Bartok’un derlediği Osmaniye türküsü olan ‘Kızlar Toplandı Mezara’ ezgisini kopuz eşliğinde okudu. Balassi Bálint ve Türk şiirlerinden oluşan ‘Gerekmez bu dünya sensiz’ türküsünü seslendirdi. Ardından Estergon Kalesi türküsünü seslendirmeden tüm Türklerin bu türküyü beğendiğini ve söylediğini vurgulayarak türküyü okudu. Tamás, daha sonra Aşık Veysel’den ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ türküsünü okudu. Aşık Veysel’i 1983 yılında tanıdığını ve ailesinden bir parça gibi gördüğünü ifade eden Tamás, Sivas Banaz yöresinin ‘Gel Benim Sarı Tamburam’ türküsünü de seslendirdi.

Etkinliğe T.C. Büyükelçiliğinden, Nilgün Oran, Yaşar Ergün, Budapeşte Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Balázs Balogh, Szeged Üniversitesi, Altayistik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mária Ivanics, TÜMİŞAD yönetim kurulu üyesi Mete Atuğ, Orient Group CEO’su Mehmet Öztürk, Czuh Janos, Vegh Roland, Iskola Orchidea’dan Efkan Ünlü, Ali Mercan, Uj Harmınia’dan Olajos György, Fadıl Başer, Tarık Tekeş, Tasnadi Edit, Turgut Mermertaş, Szenttamási Nóra, Bettina Hajnal, Selin Erbil ve öğrenciler katıldı.

Kaynak: Cihan – 28.05.2012

Budapeşte’de Türküler eşliğinde Türk çayı

Budapeşte’de İlkbaharın güzel tadına, enfes kokusuna ELTE Üniversitesi Türkoloji Bölümünde okuyan Macar öğrenciler davet edildikleri yıl sonu veda çayına Erzsebet Krt.’deki Ali Mercan’a ait Ali Baba Török Etterem isimli Türk Lokantasına gelerek katılımlarıyla ayrı bir hava kattılar.


Bu yıl, ilkini gerçekleştirebilmek için uzun süredir gayret sarfeden ELTE (Eötvös Lorand Tudomayegyetem) Üniversitesi Türkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ramadan Doğan ve Türk Macar İşadamları Derneği (TÜMİŞAD)’ın öncülüğünde düzenlenen yıl sonu çayı, ögrenciler tarafından takdirle karşılanarak önümüzdeki yıllarda da geleneksel hâle getirileceği söylendi.

Açılış konuşmasında Dr. Doğan; katılımcılara teşekkürlerini ifade ederken, şu anda konuşmasının, Macar öğrenciler tarafından anlaşılabilmesi için, yavaş olacağını söyledi.

Türk Macar İşadamları Derneği Başkanı ve DEİK – DTİK Avrupa Bölge Başkan Yardımcısı Osman Şahbaz’a katkılarından dolayı teşekkürlerini arz etti.

Bugün burada hep beraber Türk halkının birçoğunun dilinde yer edinmiş türkülerimizi seslendireceğiz diyerek öğrencileri de türkü söylemeye davet etti.

Programın başlamasıyla birlikte; Tuna Nehri Akmam Diyor, Çarşamba’yı Sel Aldı, Xeribim, Yeşil Ördek Gibi Daldım Göllere, Dido, Leylim Ley, Urfa’nın Etrafı Dumanlı Dağlar, Ankara Misket Havası türküleri hep bir ağızdan seslendirilirken Şenel Cavrar ve Hayrettin Ömeroğlu sazlarıyla geceyi şenlendirdi. Gecenin sürprizi ise Macarların kalbinde yer edinmiş ve bugün hayatta olmayan Máté Péter’in Egyszer véget ér a lázas ifjúság isimli şarkısının saz eşliğinde okunmasydı.

Öğrenciler o kadar neşelendi ki, uzun süre coşkulu bir şekilde alkışlayarak şarkının tekrar edilmesini istediler.

TC. Budapeşte Büyükelçiliğinden Enis Şimşek, Ferhat Arslan, TÜMİŞAD Yönetim Kurulu üyesi Mete Atuğ, Diyalogus Platform Derneği Başkanı B.Ömer Almak, İşadamları Hakkı Yaz, Murat Yıldız, Vegh Roland, Besim Algan, Ramazan Akgün davete icabet edenler arasındaydı.

TÜMİŞAD Başkanı ve DEİK – DTİK Avrupa Bölge Başkan Yardımcısı Osman Şahbaz, gecenin düzenlenmesinde ciddi emeği geçen ELTE Üniversitesi Türkoloji Bölüm Öğretim Üyesi Dr. Ramadan Doğan’a, tüm öğrencilere ve işadamlarına tesekkür etti. Böyle organizasyonların üniversite, öğrenciler ve işadamlarının birbirleriyle kaynaşmasını ve işbirliğini sağladığını gelecek yıllarda da tekrarlanmasının faydalı olacağını vurguladı.

Öğrencilerden; Kovacs Zsuzsanna böyle bir geceyi organize eden Dr. Ramadan Doğan’a minnetlerini ifade etti. Gelecek yıl da böyle bir kutlamanın yapılacak olmasından daha şimdiden duyacağı mutluluğu dile getirdi.

Hajnal Bettina ise, üç yıldır Türkçe Bölümünde okuyorum, böyle güzel ve coşkulu bir programa ilk defa katılıyorum dedi.

Molnar Julia Flora ise, hayatında böyle renkli ve mutlu bir anı yeniden yaşayacağı günü iple çektiğini söyleyerek memnuniyetini dile getirdi.

İşadamı Mete Atuğ da Türkçe öğrenen gençlerin Türkçelerini test etti. Türkçe konuşmalarını yeterli bulması üzerine işyerinde her zaman bu gençlere iş vermeye hazır olduğunu ifade etti.

Program sonunda öğrencilerden Czentnar Andras kendisi gibi müzisyen olan ablasının Keman dinletisi olan bir CD’yi Dr. Doğan’a hediye etti.

Hazırlanmış olan, Türk Baklavası, Türk Simidi, Türk Çayı gelen davetlilere ikram edildi.

Gecenin bitiminde hep birlikte bu anı canlı tutmak için hatıra fotoğrafı çektirildi.

Kaynak: ha-ber.com / Budapeşte 21 Mayıs 2012

Macaristan’da “Atatürk” jesti

Budapeşte’de bir parka ”Mustafa Kemal Atatürk” ismi verilecek.


BUDAPEŞTE
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün isminin, Budapeşte’de bir parka verilmesi için teşebbüste bulunuldu.
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’nin 19. ilçesi Kispest’in belediye Meclisi’ne sunulacak teklifin gelecek hafta içinde yapılacak oylamada kabul edilmesi durumunda, buradaki parkın adının ”Mustafa Kemal Atatürk” olacağı açıklandı.
Kispest ilçesinden Macaristan Parlamentosu’na girmeyi başaran ve geçen yıl Peşte Valiliği’ne getirilen Richard Tarnai, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kispest ilçesinin İstanbul’un Pendik ilçesinin kardeş şehri olduğunu anımsatarak, geçen ay Pendik’e yaptığı ziyaretin ardından Kispest Belediye Meclisi’ne böyle bir teklifte bulunduğunu söyledi.
Meclis üyelerinin sıcak baktıkları teklifin gelecek hafta görüşülerek karara bağlanacağını ifade eden Tarnai, ”18 üyeli belediye Meclisi’nde 11 üye bizim partiden. Teklifin geçmesine kesin gözüyle bakıyorum” dedi.

Kaynak: AA – 17 Mayıs 2012

Askeri bütçemiz, onların genel bütçesinden fazla

Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Türk Macar İşadamları Derneği’nin organize ettiği toplantıda Azerbaycan Büyükelçisisi Dr. Vilayat Guliyev, “Bugün Azerbaycan’ın askerî bütçesi Ermenistan’ın bütün bütcesinden fazladır” dedi


Nazlı Tuna kıyısındaki Ramada Plaza Budapest Hotel’de Türk Macar İşadamları Derneği’nin (TÜMİŞAD) ev sahipliğindeki konferansta Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri eski Bakanı, Budapeşte Büyükelçisi Dr. Vilayet Guliyev’i misafir etti. TÜMİŞAD’ın bu konferansı ” Ermenistan’ın Azerbaycan işgalinin yirmi yıl içerisindeki sonuçları” ve ”Azerbaycan Macaristan İlişkileri” idi.

Konferansın açılış konuşmasını Türk Macar İşadamları Derneği Başkanı ve DEİK – DTİK Avrupa Bölge Başkan Yardımcısı Osman Şahbaz yaptı.

„Siz değerli dostlarimizi bu programimizda yanımızda görmekten büyük mutluluk ve şeref duyuyoruz.’ diyerek başalayan Osman Şahbaz, şunları söyledi:

’Bizler için Azerbaycan toprakları ve bayrağı, kendi toprağımız ve bayrağımız kadar azizdir, kutsaldır. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve işgal edilen topraklar dahil olmak üzere barışın kalıcı olması bölge halkının mutluluğu için gereklidir. Kafkasya’da barışçıl birdüzen oluşması, aynı coğrafya içerisinde birlik, düzen ve refah içinde yaşanması bir insan olarak temennimizdir. Bölgesinde güven, huzur ve istikrar içinde yaşayan bir Kafkasya Cografyasına günümüz insanı ihtiyaç duymaktadır. Türk halklarının tarihi, geçmişi, bugünü ve gelecegi bizler için büyük bir önem taşımaktadır.’

Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Eski Bakanı, Budapeşte Büyükelçisi Dr. Vilayat Guliyev iseşunları söyledi:

’Genç bir Cumhuriyetiz. Ancak yetmişten fazla ülkede Büyükelçiliğimiz var. Ülke olmanın gereklilikleri ülkemizde çok hızlı bir şekilde oluşturulmuştur.

Dağlık Karabağ sorunu yirmi yıldır devam etmektedir. Benzer sorunlar, İsrail – Filistin arasında, Hindistan – Pakistan arasında da sürmektedir. Dağlık Karabağ münakaşası yirmi yıldır konuşuluyor, ama bu sorunun halli istikâmetinde hiçbir adım atılmıyor. Bugün Azerbaycan’ın askerî bütçesi Ermenistan’ın bütün bütcesinden fazladır. Son sekiz yıldır her iki devletin başkanları konuşmaya başladılar.

Dağlık Karabağ 4500 km fakat işgal edilen topraklar 12.000 km’den fazladır. Azerbaycan topraklarının %20’si işgal altındadır. Savaşların da kanunları – hukuku vardır. Ancak Ermeniler savaş kanunlarını da kabul etmemiştir. Savaşta 20.000 kişi ölmüş, 50.000 kişi yaralanmıştır. 693 Mektep dağılmıştır. 890 kent, kasaba ve şehir tahrip edilmiştir. 695 hastane yıkılmıştır. 922 kütüphane yok edilmiştir. 9 Mescit yıkılmıştır. 464 âbide, müze harap hâle getirilmiştir. 160 köprü yerle bir edilmiştir. Binlerce km su, elektrik ve gaz hattı perişan edilmiştir. Neticede Azerbaycan’ın ziyanı 60 Milyar ABD dolarıdır.

Bunlar Azerbaycan için dehşetli neticeler olup çözümü konusunda tüm Türk ve Müselman âleminin desteğine ihtiyaç duymaktayız. Binlerce insanı felakete salmamak için bahsi geçen münakaşanın diplomatik usullerle çözümüne ihtiyaç vardır.

Bizim yegâne gâyemiz, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü sağlamaktır. Ne yazık ki, buna hâlâ nâil olamadık.

BM kâğıt üzerinde meselenin halledilmesini istiyor, lâkin realitede yapılan bir şeyin olmadığını müşahede etmekteyiz. Maalesef bugün dünyada, haklı olmak yetmiyor, aynı zamanda güçlü de olmak gerekiyor.”

Dr. Vilayet Guliyev, konuşmasını, Azerbaycan’a dost halkların, haklı olduğumuz bu konuda bizlere yardımcı olmalarını beklemekteyiz, diyerek neticelendirdi.

Sonrasinda soru cevap kisminda :

EXIMBANK Macaristan Müdürü Kovács Eszter, Azerbaycan Ermenistan arasındaki ticareti, finans hareketlerini sordu. Dr. Guliyev, ’Diplomatik hiçbir iliskilerinin olmadığını, dolayısıyla da karşılıklı ticarî faaliyette de bulunmadıklarını, sadece dolaylı yollardan Azerbaycan mallarının Ermenistan’a girdiğini ve satıldığını, toprağımızı işgal eden bir devletle emekdaşlık edemiyiz.’ dedi.

Dialógus Derneği Başkanı Ömer Almak ise, bu sıkıntıların aydınlar, yazarlar ve medyadaki etkili kışilerin yetiştirilmesi yönünde girişimlerin daha etkili olup olmayacağını sordu. Büyükelçi, ’19 ve 20. yüzyılda Türk gençlerinin Macaristan’a gelip egitim alıp ülkelerini temsil edebilir, bugün buralarda bilimadamı olabilirlerdi, dünyadaki ve Macaristan’daki işlerimiz daha kolay ve rahat olurdu. Türkiye ve Azerbaycan bu konularda daha fazla gayret göstermelidir. Herşeye rağmen Macar halkını çok yakın ve dost görüyorum.’ dedi.

Attese Kft.’den Faruk Naci Ceylan ise, Azerbaycan’ın Ermenistan’a göre bu kadar askeri ve ekonomik yüksek gücünün varlığına rağmen neden kaybedilmiş toprakları cebren geri almıyor?

Büyükelci ise: ’Bunu pekâla yapabiliriz, ancak dünyada birçok farklı dengenin varlığını, bunlardan birinin de Rusya’nın önderliginde imzalanan antlaşma gereği Ermenistan’a savaş açıldığında Türkî Cumhuriyetlerden beş ülkenin Ermenistan’ın yanında yer alacağını ve böyle bir sey yaptığımızda ise, Türk kardeşlerimizin birbirini kırmasına neden olmayı istemiyoruz.’ dedi.

ELTE Üniversitesi Türkoloji Bölümü Ögretim Görevlisi Dr. Ramadan Doğan ise, Büyükelçinin Edebiyat Tarihi alanında Doktora yaptığını bildiğinden konferansta bulunan Macar ögrencilerin Büyükelçinin ağzından Azerî Türkçesiyle ortak değerimiz olan Fuzûlî’den bir Gazel okumasını talep etti. Dr. Guliyev ise, birebir Büyükelciligimizde ögrencilerinizle birlikte çay ve kahve ikram ederek şiir okuyabileceğini dile getirerek kendilerini Büyükelçiliğe davet etti.

Baskan Şahbaz da bu münakaşanın, sorunun çözümüne Diaspora mı yoksa Ermenistan’daki yerel halk mı engel teşkil ediyor, diye sorduğunda Dr. Guliyev, Yurt dışında ciddi bir Dioaspora’nın varlığından ve bugün yönetimde bulunanların bu çözümsüzlük ile makamlarının idamesini sağladıklarından söz etti. Ardından ’Tarihte olan vakıaları, tarih alimlerinin ihtiyarina bırakmak lazımdır’ ifadesininin altını çizerek dile getirdi.

Son olarak T.C. Büyükelçiliğini temsilen Ticaret Müsaviri Fatma Seda Sevgi, konuşmasında Dr. Vilayat Guliyev’in meseleyi duygulu ve açık bir şekilde anlattığını ifade ederek kendilerine ve TÜMİŞAD adına Osman Şahbaz’a teşekkür etti. Akabinde bu güzel konferansın anısına Dr. Vilayet Guliyev’e TÜMİŞAD’ın hazırlamış olduğu teşekkür plaketini T.C. Ticaret Müsaviri Fatma Seda Sevgi, Macaristan Milletvekileri Gyöngyösi Márton, Hegedüs Tamás ve Osman Şahbaz beraber takdim ettiler.

Büyükelçi Dr. Vilayat Guliyev ise günün anısına Başkan Osman Şahbaz’a ’Gözel Türk insanı Azerbaycan dostu Osman Şahbaz bege yaptığı son derece güzel ve faydalı bir etkinlikten sonra en içten gelen duygularla küçük bir armağan’ ifadeleriyle Hocalı Katliamını anlatan bir kitap hediye etti.

TÜMİŞAD üyeleriyle birlikte, T.C. Budapeşte Konsolosu Ömer Acar Azerbaycan Cumhuriyeti Budapeşte Ateşeleri, Anar İmanov, Rashad Safarov ve Azerî işadamları, akademisyenler, ögrenciler, Macar, Türk işadamları ve medya mensupları ve pek çok davetli konferansa iştirak etti.

KAYNAK: RotaHaber İnternet Sitesi – 12 Mayıs 2012