İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türk Macar Dostluk Derneği

Türk-Macar Dostluk Derneği’nin Kardeş Macar Milleti’ne Hitaben Mesajıdır

Başkanımız Tosun Saral, Macarların “Sevr”i Trianon Antlaşması’nın Yüzüncü Yıldönümü’ne ilişkin olarak Macar halkına hitaben şu mesajı yayınlamıştır:

“Atatürk’ün de ifade ettiği üzere ‘bir milletin büyüklüğü coğrafî yüzölçümüyle değil, yüreğinin soyluluğu ve ülküsünün yüksekliğiyle ölçülür.’ Bu sözden hareketle, bu kederli yıldönümünde asil Macar milletinin duygularını paylaşır; geleceğin Türk ve Macar milletlerine, bölge halklarına ve tüm insanlığa güzellikler getirmesini temenni ederim.

İsmail Tosun Saral, Türk-Macar Dostluk Derneği Başkanı, Ankara,
4 Haziran 2020.”

a Török-Magyar Baráti Társaság elnöke, Ismail Tosun Saral küldött üzenetet a “magyar nemzethez. Miként Atatürk fogalmazott, ‘egy nemzet nagyságát nem földrajzi területével, hanem szívének nemességével és ideáljának magasságával mérik’. Ezen megállapításból kiindulva osztozom a nemes magyar nép érzelmeiben e bús évfordulón, és remélem, hogy a jövő a török és a magyar nemzet, a térség népei, és az egész emberiség számára szép időket hoz.”

Macar “Sevr”i Trianon Barış Antlaşması’nın 100. Yıldönümü

Tarihî Macar Krallığı’nın bölünmesine sebep olan ve günümüzde de geçerliliğini koruyan Trianon Barış Antlaşması bundan tam yüz yıl önce 4 Haziran 1920 tarihinde imzalandı. Macarlar için Birinci Dünya Savaşı’nı noktalayan bu antlaşma Macar kamuoyunda büyük bir infial yarattı. Antlaşma ile sahip olduğu toprakların üçte ikisini kaybeden Macarların elinde bugün sahip oldukları topraklar kaldı.

Birinci Dünya Savaşı’na Almanya, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan’ın yanında katılan Avusturya-Macaristan savaştan mağlup olarak ayrıldı. Ateşkes hükümleri uyarınca Macar ordusu kendi sınırlarına çekilmek, elindeki silahları ve uçakları teslim etmek zorunda kaldı; donanması lağvedildi. Savaşın ardından dünya barışını tesis etmek üzere Paris’te bir konferans toplandı. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bölünmesiyle Yugoslavya ve Çekoslovakya gibi küçük bağımsız devletler yaratıldı. Antlaşma yapılırken ABD Başkanı Wilson’un self determinasyon (bir bölgede egemenliğin çoğunluğu oluşturan unsura verilmesine yönelik bir halk oylaması) ilkesi göz ardı edilerek Macarların yoğunlukta yaşadığı bölgeler Macaristan’ın komşuları arasında paylaşıldı: Macaristan’ın güneyindeki Voyvodina bölgesi Yugoslavya’ya, kuzey Macaristan Çekoslovakya’ya, tarihî Transilvanya (Erdel) bölgesi ise Romanya’ya verildi. Macaristan’ın denizle olan bağlantısı kesildi; Avrupa’nın ortasına hapsedilerek etrafı tarihsel mücadele içinde olduğu rakipleriyle çevrelendi.

Osmanlı Devleti’nin 10 Ağustos 1920 tarihinde imzaladığı Sevr Barış Antlaşması ile Trianon Antlaşması’nın yapılış amacı ve maddeleri açısından benzeşen yönleri bulunmakla beraber aralarındaki fark daha belirgindir: Trianon yürürlüğe girerken, Sevr ölü doğmuş bir antlaşma olarak kaldı; Türk milleti bu antlaşmaya karşı direndi. Bu sebepten ötürü, Macar kamuoyunda Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Anadolu’da başlayan Millî Mücadele ilgiyle takip edildi. Türkler de adaletsiz bir antlaşma olduğunu düşündükleri Trianon’un yıkıcı etkilerinden mahvolan Macar milletinin yanında oldular: Atatürk, 1923 yılında Macar Meclisi’nde okunan telgrafında “Doğruluk, metanet ve nefisten fedakârlık zafere ulaştırır. Orada, Tuna kıyısında acı çeken kardeş halkın geleceğine inanıyor ve güveniyoruz. Ümitsiz olmayınız; zira gelecek, arzu ve imanı olana vaat olunmuştur” dedi. Yine 1933 yılında kendisini ziyaret eden Macar heyetine hitaben yaptığı konuşmada bir milletin büyüklüğünün arazisi ve nüfusuyla değil; medeniyeti, kültürü ve yüksek nitelikleriyle ölçüldüğünü söyleyerek Macar milletini övdü.

İki savaş arasındaki dönemde kaybettiği toprakları yeniden elde etmek için yoğun bir siyasî, askerî ve kültürel mücadeleye giren Macarlar, 1930’lu yıllarda sırtını dayadığı Nazi Almanyası ile iyi ilişkiler geliştirerek bu amacına kısa süre de olsa ulaşmayı başardı. Birinci ve İkinci Viyana Tahkimleri ile kaybettiği toprakları yeniden elde etmelerine rağmen İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Sovyet ordusunun Macaristan’a girmesiyle sonuçlanan savaşın sonunda yapılan düzenlemeyle tekrar Trianon ile belirlenen mevcut sınırlarına çekilmek zorunda kaldılar.

Yapılan güncel bir kamuoyu araştırmasına göre halkın yüzde 85’i bu antlaşmayı Macar milletinin başına gelmiş en büyük felaket olarak nitelendirmektedir. Günümüzde Macaristan’da Trianon için yürüyüşler ve anma etkinlikleri düzenlenmekte; antlaşma neticesinde kaybedilen toprakları sembolize eden anıtlar dikilmekte, konuyla ilgili belgeseller ve sinema filmleri çekilmekte, antlaşmanın anısı milletin nezdinde canlı tutulmaya çalışılmaktadır. Basında Macaristan’ın yurtdışında yaşayan Macar azınlıkların durumunun iyileştirilmesine yönelik taleplerinden ötürü komşularıyla sıklıkla sorunlar yaşadığına ilişkin haberler çıkmaktadır. Başta Romanya olmak üzere komşu ülkeler Slovakya ve Sırbistan, Macar hükümetini kendi içişlerine karışmakla eleştirmektedir.

Emre Saral’dan Türk-Macar İlişkilerine Yönelik Çevrimiçi Bir Sunum

Yönetim Kurulu üyemiz Dr. Emre Saral, İstanbul Macar Kültür Merkezi’nin katkıları ve ricasıyla 19. yüzyılın ikinci yarısından Soğuk Savaş’ın sonuna değin geçen sürede cereyan eden Türk-Macar ilişkilerini anahatlarıyla özetlediği çevrimiçi bir video yayınladı. Video oldukça ilgi uyandırdı. Video’ya Macar Kültür Merkezi’nin youtube sayfasından erişilebilir.

Koronavirüs 200’den fazla yeni Macarca kelime yarattı

Karanténkert (karantina bahçesi) koronamém (korona capsleri) pánikvásárló (panik alıcı), vécépapírkrízis (tuvalet kağıdı krizi)… daha önce Macarca’da kullanmadığımız kelimeler. Ne anlama geliyorlar? Macarca ve diğer dillerde nasıl görünüyorlar? Bu kelimeler ne kadar hayatta kalır? Koronavirüs salgınının dünyada patlak vermesinden bu yana dilbilimciler son birkaç aydaki bu yeni ortaya çıkan kelimeleri araştırdılar. Hungarolog Onur Şahin’in çevirisiyle okumak için tıklayınız.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın yüzüncü yılında Macaristan Büyükelçiliği, Başkonsolosluğu ve Kültür Merkezi temsilcileri ve çalışanları olarak İstiklal Marşı’nı seslendiriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti için önemi büyük bu günde hem Atatürk’ü anıyor hem de tüm çocuklara sağlıklı ve güzel bir dünya diliyoruz.